29 Şubat 2020 Cumartesi

İnsanlığın Askerleri

Hikayenin orijinalini (yada daha gerçeğe yakın çevirisini)" Soldiers of Humanity" diye internette bulabilirsiniz. Benim çevirim şöyle;

Japonya'da bir gurup asker bir tatbikat, manevra sonrası yakında olan Gasan ustanin tapınağına (tekkeye) sığınmışlar. Gasan usta ahçıya "askerlere bize verdiğin yemeklerden ver" demiş.

Anne kurbağa sokar mı

Geçen sene bir gün otobüste ilkokul çağlarında bir kızın annesine sorduğu soru idi. Yıllar önce de bir gün dağcılık yürüyüşünde bir çift çocukları ile bir köye gittiklerini, anıran bir eşeğin sesini duyduklarında, çocuklarına "bu ne" diye sorduklarında çocuğun "inek" dediğini söylemişler idi. 

25 Şubat 2020 Salı

Dinle Küçük Adam

Ne varsa eski kitaplarda var😏.
Üniversite yıllarında okuduğum kitaplardandır.Yaşam da olaymış görüşmek istediğim ender insanlardan biridir...

"Ey küçük adam" diyerek ( "ey"i ben eklemiş olabilirim) küçük adamı anlatır. Bu küçük adam;

23 Şubat 2020 Pazar

Yetişkin Bebeler

Çorum tarafında yetişkinler çocuklarını "bebe" diye anarlar. Çocuk büyüse de, askere de gitse, evlense de bebeklikten kurtulamaz. "Bizim bebeler" diye başlar, gider konuşma. Bende bunu biraz manidar olacak şekilde yetişkin çocuklar yerine kullandım, bu hikayenin başlığı olarak. Gelelim geçenlerde yaşanan hikayeye..

22 Şubat 2020 Cumartesi

Büyüklere Saygı

Geçenlerde iş yerinde kapıda temizlikçi abla ile karşılaştık. Aslında annem yaşında ama " teyze " deyince bozuluyorlar☺️. O bana yol veriyor, ben ona yol veriyorum. En sonunda "senin geçmen lazım, büyük olan sensin" dedim. Ben bunu niye yaptım. Kenara çekildim yaptım😏. Ben konum olarak üstün (!) olduğum için bana yol veriyor. Güç,konum üzerinden toplumun yapılanması, hareket etmesi ne üzücü.


Pir Sultan Abdal Hakikat gizli bir sırdır

Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Küfür içinde iman vardır
Seçebilirsen gel beri

İçimde ki boşluk

Geçenlerde eşim banyodaki tezgahın üzerini boşaltıp eşyaları yeni aldığımız dolabın içine koymuş. Eve gittiğimde tezgahın üzerini boş görünce (çok eşya vardı) keşke dedim eskisi gibi kalsaydı içimden. Sonra dedim ki eşime "çok  boş kalmış, tezgahın üzerine en azından bir vazo, çiçek koyalım". Halbuki sürekli eşya  biriktirmekten yakınan ve elimdeki eşyalardan kurtulma savaşı veren biri olarak "acaba boşluktan kaçınıp bu kadar kalabalığın olması, boşluktan ne kadar çekindiğimin bir göstergesi midir" diye düşünmekten kendimi alamadım.

21 Şubat 2020 Cuma

Boş duramayan zihin, koşullanmalar, minik doğumlar

Bir hayli hayati ve karışık bir konu ile karşı karşıyayız. Bakalım yazı bizi nereye götürecek. Ya hak deyip başlayalım.

Hayatımız günlük, aylık, yıllık ve ömürlük planlara göre yaşıyoruz desem abartmış olur muyum? Öğrenci iken şu sınavları bi versek dünyanın en mutlu insanı olacağımı  düşünürdüm. Hepsini geçsekte yine hayat sıradan hale döndü hemen. Sonra üniversitesiyi bi bitirsek herşey güzel olacak diye umduk bitirdik ama olmadı. Bir sıkıntı karşısında "bu sıkıntı bir bitse" dedik bitti başkası başladı, sorunlar, hedefler hep bitti yerine yenileri koyuldu. Bu esnada da yaşamımızı hep bu planları yerine getirmeye ipotekledik.

20 Şubat 2020 Perşembe

Kral, Savaşçı, Büyücü, Aşık

Kitap 4 tane olgun insan arketipinden ( şablon diyelim) ve çocuk arketiplerinden bahsediyor. Yani "Yaşamınızı Yeniden Keşfedin" kitabında şema denilen şeye karşılık geliyor diyelim. Olgun erkek arketiplerini ve diğer arketipleri detaylıca açıklıyor. Mesela büyücü dediği arketip özelliği, bu tür kişilerin elektrik, elektronik, bilgisayar gibi alanlara eğilimli olmaları. Kral arketipine sahip kişiler mesela tam bir lider...

Günü yakala (yakalayabilirsen)

Gün ne ki yakalayalım,
Gün kaçıyor mu ki yakalayalım,
Hem gün kaçarsa bile yakalamak bize mi düşmüş,
Zenginler yakalasın günü parası varken,
Ey fakir senin neyine gerek.

Diye bir geyikle başlayalım bakalım. Yol nere vara, kime dokuna...

18 Şubat 2020 Salı

Matsua Bosho An Old pond


Biraz Japon kültüründe var olan kısa şiirlere de yer vermek istiyorum. Bunlara Haukin denir, belli bir sayıda sözcükten oluşur... ve en kısa halin Matsua Bosho tarafindan oluşturulduğu, belli bir düzene getirildiği belirtilir. Onun en meşhur şiiridir bu.

Mükemmeliyetçi Kişilik

Mükemmeliyetçilik bu kadar güzel mi anlatılır. Vallahi anlatılmış. Kitapta mükemmeliyetçi kişilerin;

  • Hiç yetinmedikleri
  • Hiç tatmin olmadıkları, sürekli çıtayı yükselttikleri
  • Başardıklarını küçümsedikleri
  • Zamanı iyi ayarlayamadıkları
  • ...
Karakteristik özellikleri anlatılmış. Mükemmeliyetçiliğin temelinde çocuğun 0-2 yaş arasında eşyaları kırıp döküp, tanıma ihtiyacı olduğunu, burada engellenen çocuğun kendini hep yetersiz hissettiğinin olması belirtilir. 

Bu kitabı okuyan kişi eğer mükemmeliyetçi ise ve farkında değilse farkına varma ihtimali yüksek. Farkına varırsa bunla ilgili bir şeyler yapmaya başlar. Zaten amaçta bu.

Bir arkadaşım vardı. Görüşmeye sözleştiğimiz saatten bir saat sonra gelir, hatta iyice vakit geçtikten sonra arayıp "gelmesem mi" derdi. Bu kişiler zamanında bir yere varamazlarmış. Ama sanırım her mükemmeliyetçi kişi de olmasa gerek...


Martıları Seven Adam

Kitapta Osho, pek sağda solda bulamayacağınız hikayelerden bahsediyor. Aklımda kalanlar,
  • cambazın nasıl ip üzerinde yürümesini "bir tarafa dengem kaybolduğu da hemen diğer tarafa ağırlık veriyorum" açıklaması,
  • Kayıkçı ile karşı kıyıya geçecekken bir ustanın kayıkçının şiddetine bile sakince karşılık vermesi ( Batı insanı şiddete şiddet ile karşılık vermesi üzerine koşullanmıştır)
  • Martıları seven kişinin bir gün aklının çelinmesi ile onlara dokunmak isteği belirince martıların bunu hissedip artık ona yakın uçmamalarıdır...
Zamanında Osho'nun çok kitabını okudum. Esprili bir dil kullanır. Kişiyi uyandırıcı konulardan bahseder. Yola girmesini sağlar. Ama çokta vakit kaybetmemek gerekir. Bir aşamadır, gelip geçecek ( keza Krishnamurti) ...

Dava

Bir insan bu kadar mı suçluluk duyabilir? Kitabı Okuyunca Kafka'ya acıdım doğrusu 😋. Kafka bir mahkeme kuruyor, sürekli de suçlu oluyor. Bu öyle bir suçluluk ki, öyle böyle değil. Kitapta Kafka'nın bir mahkemeye düşüşü ve bu kurgu etrafında yaşadığı süreç anlatılıyor...

17 Şubat 2020 Pazartesi

Sidarta

Buda'nın aydınlanma hikayesinin anlatıldığı söylenen hikaye fakat bu hikaye bizim bildiğimizden biraz farklı gibi geldi bana. Neyse kitapta Sidarta okuma yazma bilen biri. Evden kaçıp gidiyor. Bir kayıkçı bir ile karşılaşıyor. Kayıkçı onu karşıya geçiriyor. Sonra zengin bir kadınla evleniyor, okuma yazma bildiği için çok para kazanıyor. Zevki sefaya dalıyor, paraya para demiyor. Birgün bu hayattan bıkıp güzel karısını da bırakıp gidiyor. Karısı hamile bir çocuğu oluyor felan .Yine kayıkcının yanına dönüyor ve bir gün farkediyor ki kayıkçı dinlerken gerçekten dinliyor. Sonra oğluyla karşılaşıyor tesadüfen ama onun düzgün birisini olmasını istiyor, kayıkçı "sende babanı    bırakıp gittin ona karışamazsın..." diyor, Sidarta çok acı çekiyor. Sonra bir gün kayıkçı onu tutup ırmağa götürüyor, ırmağı dinletiyor ve Sidarta aydınlanıyor....


16 Şubat 2020 Pazar

İçimizde ki Maymun

Kitap insana en yakın maymunların bonobonlar ve şempanzeler (çok bilinenin aksine orangutanlar değil) olduğunu söylüyor. Bu hayvanların ve yunus ve bir kaç daha hayvan türünün de insan gibi empati kurabildiğini, strateji, politika güttüğünden bahsedilir. Sanırım koruma altında olan bir alanda guruba hakim ve tüm dişilerle çiftleşen bir egemen erkek maymun ile diğer bir yaşlı ve genç maymun ittifak kurup saldırarak onu öldürürler. Sonra genç erkek lider olur ve yaşlı erkeğin de bazı dişilerle çiftleşmesine izin verir...

15 Şubat 2020 Cumartesi

Aşkın Celladı

 Irvin Yalom'dan harika bir kitap. Kitapta 3 tane terapi hikayesi anlatılır. Biri yaşlı, kızıyla sorunları olan bir hasta adam. Diğeri kilo sorunu olan çocukken babasını kaybetmiş bir genç kadın. 3.sünü hatırlamıyorum😔.

Ahmet Yesevi'den Ahir Zaman Şeyhleri

Durmaz keramet satar,
Âhir zaman şeyhleri.
Her gün battıkça batar,
Âhir zaman şeyhleri.

Ay'ı Verebilseydim

 Her ne kadar bu 101 Zen hikayesinden biri ise ve ismi de "Ay'ı Kimse Çalamaz" idiyse de benim yorumum için bu başlığı uygun buldum. Çünkü verilmek istenen mesaja bu daha uygun düşüyor kanımca.

14 Şubat 2020 Cuma

Suyun Yolu Tao

Kafamda ki soruların çoğunu bulduğum kitap diyebilirim. Hep düşünüyordum aydınlanmak için bir teknik, meditasyon şart mı diye. Bu kitabı okuduğumda sanırım anladım. Kitap yıllardır elimde imiş ya okumamışım, ya anlamamışım. Demek ki anlayacağım zamanı beklemiş:-)

Kitapta ki şu bölüm işin sırrını ifşa ediyor. Kadın bir zen ustası bir adamla yaşadığı sürecin anlatıldığı bir kısım var. Bu arada Japon kültüründe de o vakitler kadınlar ikinci planda imiş, zira adam ustanın kadın olduğunu duyduğunda onu pek dinlemek istemiyor başta.

Usta kadın diyor ki, "bir erkeğe anlatmak kolay gözükebilir ama değil, adamın aydınlanması için anlatmaya başladım, dünyevi meseleleri ( kazanç, kayıp vs.) önemsememeyi başarmaya başlayınca bir yedi gün anlattım, dünyevi meseleleri ("ayrık şeyler" diyor.(kendi dışında ki olaylar sanırım)) önemsememeyi başarmaya başlayınca bir 7 gün daha anlattım. Kendi varlığını (ego) önemsememeyi başarmaya başladı. Bunu başarınca aydınlandı"... diye gidiyor. Aslında yazar Alan Watts olarak belirtilse de onun bir arkadaşı kitabı yazmış, bitirmiş.. 

Kesin inançlılar

Attan inip eşeğe binmek tabirinin açıklandığı bir kitap olmuş. Şöyle ki, yazar Amerika'da işçi olarak çalışırken insanları iyi gözlemlemiş ve devrim yapmak isteyenlerin, düzene başkaldıranların durumları aniden çok aşağılara düşen kişiler olduğunu farketmiş. Gelir durumu zaten düşük olanların, gelir durumlarının daha da düşmesinden o kadar çok etkilenmediğini, ama iyi olanların aşağı durumlara geçtiğinde bundan o kadar hoşnutsuz olup başkaldırma eğilimlerinin çok olduğunu yazmış.

Onlarda attan inip eşeğe binmek diye bir söz olmadığı için (tarihleri pek eski olmadığından) böyle bir kitap çıkmış ortaya😝...

Masal Terapi

Ben böyle bir kitap görmedim 😝. Allah razı olsun Fransız bacımdan. Gelmiş memlekette yaşıyor, bu güzel ortamda güzel bir kitap çıkarmış...

Kitapta ağırlıklı olarak Zen-Budizm kültüründe olan masallar anlatılmış. Tek farkı, her hikayenin sonunda okuyucuya bir pratik yapma (hikayelerin dokunacağı alan üzerine) olanağı sunulmuş. Şöyle ki, bir masalda kişi farklı meslekler yapıyor. Masal sonunda insanın hangi meslekleri yapabileceği üzerine düşündüren sorular var. Kişi hayatta tek bir meslek mi yapabilir, gerektiğinde başka alanlarda da başarıyla çalışabileceği belirtilmiş...

Yurtdışında tanıştığım bir kaç Çinli arkadaşlar ailelerin yönlendirmeleri ile para getirecek alanları seçmişler ve onun üzerine öğrenim görüyorlardı. Ne istediklerini sorduğumda bir cevap anlamamıştım, sanırım bunu hiç düşünmemişlerdi!

13 Şubat 2020 Perşembe

Sıtkı Baba Ben Mürşidim Diyen Şiiri

Ben mürşidim diyen meydana gelsin
Mürşid kimdir ondan nişan isterler
Men-aref sırrını okusun bilsin
Destine hüccet-ü burhan isterler

12 Şubat 2020 Çarşamba

İki Çocuk Arasında ki Yaş Farkı

 Yıllar önce Kadıköy Moda'da gezinirken bir dükkan önünde bir çocuk arabası, bir anne ve yanında 3 yaşlarında bir çocuk görmüştüm. Çocuk arabasında muhtemelen 1 yaşında olmayan bir bebek yatıyordu. Çocuk bir ara bebeğe hınçla vurmaya başladı. Annesi engel olmasa, yalnız olsalar çocuk bebeğe belki öldürene kadar vururdu...

Konuşulamayan Baba

Otobüs durağında eşimin tanıdığı bir kadına rastladık. Onlar kendi aralarında konuşuyorlardı. Sonra eşim bana dönüp "kızı evden kaçmış" dedi. Ben de "kocaya mı? " dedim. Kadın "başka neye kaçar ki" dedi. Ben de "evden kaçar, arkadaşları ile kalır" dedim...

Psikanaliz ve Zen

Eric Fromm'dan yine şahane bir kitap. Kitapla ilgili tek bir şey hatırlıyorum. Hekim hastasını kendinden ayrı, yani bir yanda hasta bir yanda hekim şeklinde ayırdığın da onu tedavi etmesi güçleşir...

Sıtkı Baba'dan Eriştik Şükür Şiiri

Bir zaman efsane yeldim cihanda
Şimdi bir sultana eriştik şükür
Fehmettim eşyayı seb'ül mesan da
Nokta-i bürhana eriştik şükür

Kazanç - kayıp üzerine bir deneme

Kazanç- kayıp denince ilk aklımız gelenler genelde maddi şeyler değil mi? Kazancı (meslek olarak değil😄) irdelediğimizde bunun
  • Para-pul, arsa-mülk , araba- motor vs. maddi şeyler 
  • Soyut şeyler ( bilgi, güç vs.) içerdiği gözüküyor.

11 Şubat 2020 Salı

Groundhog Day ( Dağ Sıçanı Günü) (1993)

Bir adamın her gün aynı şeyleri sırası ile yaşaması hayatını değiştirir. Komik bir dille anlatılmış bu yaşadıkları. Adam biraz kasıntı, çevresinde ki kişilere duyarsız. Her gün aynı şeyleri yaşayınca aklı başına geliyor...

10 Şubat 2020 Pazartesi

İsmail Maşuki Ey Gönül Bir Derde Düş Şiiri

Ey gönül bir derde düş kim anda dermân gizlidür
Gel eriş bir katreye kim anda ummân gizlidür

9 Şubat 2020 Pazar

İncelenen Hayatlar

Bu kitapta yazarın yaptığı terapi öykülerini bulacaksınız. Bu tür öyküler terapilerin kısa bir özetlerini sunmaktadır. Genel hatlarıyla ne olmuş, nasıl bir süreç yaşanmış vs. bilgilendirir insanı. Aklımda bir hastasının kanser olduğu, az bir ömrü olmasına rağmen terapiye geldiği ve diğer psikologların yazara "neden ölmek üzere olan bir insana zaman harcıyorsun" demesidir! Ama terapi süreçleri bittikten bir süre sonra terapist adamı görür. Adam kanseri yenmiştir..

Nerede O Eski Günler

Hani bayramlarda çok duymaya alıştığımız şu sözler var ya. "Nerde o eski bayramlar?". Bir çok kişi bunun gerçek bir  durumu yansıttığı düşünüyor olabilir, ki değil. Ayrıca sadece eski bayramlar değil çoğu zaman eski yaşanılanlar, deneyimler vs. sanki çok da güzelmiş gibi düşünülme eğiliminde.

Love Story (aşk hikayesi) (1974)

Bunun üzerine bir aşk filmi çekilebilir mi? Bence gelmiş geçmiş en güzel aşk filmlerinden biridir. (Ben böyle bir film görmedim😊). Film de aşina olduğumuz zengin oğlan fakir kıza aşık olur ama nasıl aşık olur?. Üniversite de bir konu araştırmak için gittiği kütüphanede çalışan kızla ilk konuşmalarında kıza abayı yakar. Diyaloglar öylesine etkileyici ve akıcı ki. Belkide çocuklukta izlememin etkilenmem de çok etkisi olmuştur, bilemiyorum. Zamane nesli izleyip de yorum yaparsa çok sevinirim.

Before Sunset (2004)

Before Sunrise filminin 2.serisi. Neredeyse 10 yıl sonra aşıkların tekrar karşılaşmalarını anlatır. Zira ilk görüşmelerinde, ayrılırken telefonlarını almamışlar gelecek seneye aynı yerde görüşme sözü vermişlerdir. Fakat kızın babaannesi ölünce görüşememişler.
Film de yine  hayat üzerine, ilişkiler üzerine akıcı konuşmalar devam ediyor. Yine son derece sürükleyici bir film. Eğer ilkini (Before Sunrise) beğendiyseniz bunu da izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Before Sunrise (1995)

Ben böyle film görmedim. Hem duygusal, hem akıcı konuşmalar...
Filmde trende karşılaşan iki gencin arasında geçen dialoglar ve sonunda aşka düşmeleri öyle harika bir kurgu ile anlatılmış ki. İzlemezseniz darılırım 😝

8 Şubat 2020 Cumartesi

Martıları Seven Adam


Otobüsten çektiğim bu fotoğrafta üst katta birinin martıları beslediği görülüyor. Kedi, köpek beslemek tamam, martıları feribotta
beslemek tamam, ama balkondan elle beslemek ....

Kedi Konukevi (oteli)





Bu fotoğraflarda kaldırım kenarında bir çukur içinde, iki tane karton kutu gözüküyor. Oraya konulan kutularda bir saat arayla çektiğim fotoğrafta iki ayrı kedi gördüm. Konukevi gibi çalışıyordu😃

İzban Kart Okuyucu Üzerinde Yatan Kedi

Eşim izbana giriş yapacak iken bunu görüp fotoğrafını çekmiş, insanlar kartı okutup giriş yapmak için başka okuyuculara (gişelere) yönelmişler, kimse kediyi rahatsız etmek istememiş. Yurdum insanının bu duyarlılığı beni duygulandırdı.

Dersu Uzala (1975)

Ormanda yaşayan birinin (Dersu) askeri bir birlikle karşılaşması, birliğin başında ki subayla bir bağ kurması ve başlarından geçenler anlatılıyor. Dersu, doğada yaşamı bilen, pratik çözümler getirebilen, duyarlı bir kişi. Gelen geçenin kullandığı bir orman evinden ayrılırken, gelecekte orayı kullanacaklar için oraya kibrit vs. bırakması, nasıl kendi dışında bir hayata saygılı, duyarlı olduğunu gösteriyor. Rus askerlerin eğlence için ipe astıkları şişeyi vurmak istemesine karşı, " şişe pek doğada bulunan birşey değil, ipi vursam şişeyi bana verir misiniz" demesi, dahası avladığı hayvanları birine satmak için verip alıcının ona parayı sonra vereceğim diyerek kandırıp (verilen söze, inanması) parasını vermemesi, bana çok etkileyici gelmişti...

Nesimi Minnet Eylemem Şiiri

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi,Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzere gözetirim rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eyleme

Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünya varına
Rızkımı veren Huda´dır kula minnet eylemem

Ey Nesimi, Can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatçim Ahmed-i Muhtar iken
Cümlelerin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem

7 Şubat 2020 Cuma

Şah Hatayi Kırklar Meydanı Şiiri

Kırklar meydanına vardım
Gel beru ey cân dediler
İzzet ile selâm verdim
Gel işte meydân dediler

Küçük Buda (1993)

Zamanın ünlü oyuncularının oynadığı bir film.

Film bir gurup Budist rahibin ölen ustalarının tekrar dünyaya bir çocuk olarak geleceğine inandıkları ve onu aramaları üzerinden ilerleyen bir film. Budistler o çocuğu ararken, o çocuk olduğu farz edilen ailede her ne kadar tanrıya inanmasa da çocuğu tapınağın olduğu yere götürme kararı vermesi  aklımda kalan bir kısım. Fakat bence en dikkat çekici nokta ustanın şu mesajı vermesi. "Ne ses, ne görüntü, ne koku... kazanç yok ..." Şeklinde Hiçlik Budizm'i temeli üzerine kurulu sözler ediyor. Neden bu kadar kola ayrılmış Budizm, diğer her din, inanış gibi onu da düşünmeli ayrıca:-)

6 Şubat 2020 Perşembe

Hız Koşullanması

Geldik yine dehşetül vahşet bir konuya. Derin koşullanmalarımızdan birine. Eminim bu dünya vatandaşlarının % 90' ı bunun  (hızın yaşamımızdaki gereksizliğinin) farkında bile değil. Gogle amcaya gogullatıp sorsak o da cevap verseydi böyle sorulara ne kıymete binerdi değil mi?

5 Şubat 2020 Çarşamba

"Yap(a)cak bir şey yok" mu?

….

"yapcak bir şey yok".

Yine kıl olduğum otomatik insan karşılığı. Kıl olmam tabi ki çok iyi. Bir şeyin bize verdiği saçma sapan mesajı algıladığımı gösteriyor:-). Kıl olmayanlar kıl olsunlar lütfen:-) Bu yazıyı okuyunca sizi kıl olmaya davet ediyorum.

Bu da benden:-)

"İnsan başkalarının doğrusundan değil kendi hatasından öğrenir."

                                                                                    A.Rumibeyoğlu

Çok şükür tarihe mal olabilecek bir söz söyledim. inşallah ölmeden önce değerimi anlarlar:-)

4 Şubat 2020 Salı

Inception (başlangıç) (2010)

Bu filmi psikoloji/drama başlığının altına koymamın nedeni bence bilinçaltının çalışması üzerine bir fikir verdiğini düşündüğüm içindir. Aksiyon olarak görecektir bir çok kişi kuşkusuz. Filmi izlediğim yıllarda "Sesim Seninle Her Yerde ( my voice goes with you) " kitabını okumuş olmam da filmi o açıdan değerlendirmemi sağlamıştı. Filmde bir Asya ülkesinde (Çin yada Japonya) bir kıral yada kıral adayının bilinçaltına girerek bir tavır değişikliği olmasının istenmesi konu olarak yer alıyor. İlgili kişilerin bir makine ile uyutularak rüyada diğer kişileri görerek onların bilinçaltına bilgi koymaya çalışıyorlar. Hatta öyle ki bilinçaltı katmanlarının bir öncekine giderek oraya bir bilgi koyup diğer katmana işlenmiş olarak gelmesine çalışıyorlar. O dönem arkadaşlara "sana inception yapmalı falan" diye takılırdım. Yani bilinçaltına bir fikir yerleştirip ona göre davranış değişikliği sağlamak anlamında...

Aşkın ve Bağlılığın İki Yüzü

Bağlanma ile ilgili kuramları okuduğum ilk kitap. Bence önemli bir kitap.
Gelelim bu kitap ne anlatır. Çocuk (aslında bebeklikten itibaren) doğumdan sonra anne ile sonra da baba ile arasında bir bağ kurulur. Aslında anne-baba yoksa yada ilgisizse çocuğun-bebeğin bakımını üstelenen kişi ile bağ kurulur.  Öyle ki bebeğin ağladığında yanında olunmaması, kollanıp kucaklanmaması  onu derinden etkiler. Çocuk büyürken de bu bağ gelişir, değişir, olgunlaşır, sağlıklı yada sağlıksız olur. Bu bağ bizim gelecek hayatımızda aşk ilişkilerinin nasıl olacağını da belirler. Konu ile ilgili Adem Güneş'in "Güvenli Bağlanma" kitabı da okunabilir. Orada çok güzel anlatmış.

Burada benzer bir şeyden bahsetmek istiyorum. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Aileleri  ile  güvenli  bağ kurmus cocuklar en sağlıklı  sınıfı oluşturur. Ailelerin  hem sevip hem dengesiz, tutarsız davrandığı çocuklar en sorunlu gurubu, ailelerin dışladığı çocuklar orta sorunlu çocuk sınıfını oluşturur. Neden çünkü onlar "nasılsa ailem beni umursamıyor" deyip dışa açılır ve dışarıda bir yaşam kurarlar. Ama ailelerin tutarsız, dengesiz davrandığı çocuklar ne başkaları ile ne aileleri ile doğru dürüst iletişim kurarlar...

Hacı Bektaş-ı Veli Erkek Dişi Sorulmaz..

Erkek dişi sorulmaz muabbetin dilinde
Hakk'ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok
Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde

3 Şubat 2020 Pazartesi

Kaygusuz Abdal Adem Oldum Geldim

Adem oldum geldim adem içine
Uğradım bir hana handan içeri
Zembur gibi kandan kana konarken
Bir kana uğradım kandan içeri

Pir Sultan Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan

Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

2 Şubat 2020 Pazar

Can Dostum (Good will hunting)

Rahmetli Robin William'ın oynadığı harika bir filmi. Film de geçmişinde şiddet görmüş bir dahinin terapi öyküsü ile nasıl sağaldığı, iyileştiği anlatılır. Şiddet eğiliminde olan bu kişinin (zamanında babasından çok görmüş) insan ilişkileri ve bir o kadar önemli olan kendisi ile ilgili yaşadığı sorunlar dikkat çekici. Terapistle konuştuğu bir sahnede  "ne olmak istiyorsun" sorusuna "çoban olmak istiyorum" cevabı sonrasında terapistin tepkisi bir hayli ilgi çekici gelmişti. 

Yunus Emre'den Bir Kez Gönül Yıktın İse Şiiri

Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

1 Şubat 2020 Cumartesi

Aşk Rehberi (my life in ruins)

Yunanista'nda geçen filmde; kadın bir rehber bir gurup turist ile biraz komik, biraz düşündürücü , biraz duygusal anların yaşandığı sürükleyici bir film. 

Çocukken başlar isyan

Melanie Klein hatırı sayılan psikologlardan olsa gerek. Başka kitabını okudum mu bilmiyorum ama bu kitapta hiç duymadığım bir iki bilgi almıştım, müsaadenizle onları anlatayım.

Her çocuk hep içinden geldiğince eğlenmek, oynamak, gününü gün, anını an yapmak ister. Bu durumda karşısına çıkan en büyük engel genelde ebeveynleri. Çocuğa sınırlar koymak, çocuğu engellemek çocuğa öyle dokunur ki bilinçsizce ana-babasına öfke duyar. Onları param parça ettiği hayaller kurar sonrada bundan suçluluk duyar. Eğer ebeveynleri bu süreçte bilinçsizce çocuğun bu suçluluk duygularını arttıran tavır sergilerlerse çocukta ileri ki yaşlarda sahip olacağı psikolojik sorunlar oluşturabilir...

Yorumum: Çocuklarla iletişim de usta olmak gerek. Bazen onlara yetişkin gibi muamele etmeli ciddiye almalı yani. Bu çocuk anlamaz dememeli bazense onun çocuk olduğunu bilip onu korumalı, yetişkinlerin anlayıp yüklenebileceği şeyleri onlara yüklemekten kaçınmalı. İste tüm bunlar bilmek, gözlemek, hissetmek gerektirir, onun için kendini de unutabilmek gerekir. Kendiyle ilgili sorunları olan, çatışmalara büyük enerji harcayan biri nasıl ustaca bir çocukla iletişim kuracak...

Not: Kitabın basımı yok gözüküyor. 2.el kitap satışı yapan sitelerde var tek tük de olsa. (Şubat 2020)