15 Şubat 2020 Cumartesi

Ay'ı Verebilseydim

 Her ne kadar bu 101 Zen hikayesinden biri ise ve ismi de "Ay'ı Kimse Çalamaz" idiyse de benim yorumum için bu başlığı uygun buldum. Çünkü verilmek istenen mesaja bu daha uygun düşüyor kanımca.


-----hikaye şöyle-----

 Ryokan, hayatını dağın etiklerindeki mütevazı kulübesinde geçiren bir Zen üstadıdır. Bir akşam, hırsızın biri çalınacak bir şey olup olmadığına bakmak için Ryokan’ın kulübesine girer. Ryokan onu görür ve peşinden gidip ona yetişir. “Beni ziyaret etmek için çok uzun yoldan gelmiş olmalısın” diyerek sinsice dolaşan hırsızı tutar: “Seni eli boş göndermek olmaz, giysilerimi birer hediye olarak kabul et.” Hırsız şaşıp kalır. Kıyafetleri toplayıp biran önce oradan sıvışır. Ryokan çıplak vaziyette oturup mehtabı izler. “Zavallı adamcağız” diye geçirir içinden, “keşke ona şu kocaman güzel mehtabı verebilseydim”.
----

 Bence burada usta bir kaç mesaj veriyor. Öncelikle şunu söyleyeyim, belki İngilizce çevirisinde Ay'ı kimse diye çalamaz demiş olabilirler. Gerçekte o mana da da olmayabilir. Suyun Yolu Tao kitabında Çince'de bir kelime çok anlama gelebildiğinden tam olarak ne anlatılmış olduğunun bilinemez olabileceğinden dem vurur. Bizim gibi sıradan insanlar için bilinemez olabilir. Ama arifler bilir! Son zamanlarda "old frog" Haiku'nda (Japon kısa şiirleri) birinde fark ettim, gözüm açıldı biraz ki anladım sanırım bu hikayeyi. Zen_Budist kültüründe hırsızlığa çok önem atfedilmez. O psikolojik bir sorundur sadece. Onu bir belirteyim geleyim mesaja. 

Usta adama her şeyini verdikten sonra (fazla vereceği bir şey de yoktur zaten) aya bakıp öylesine kendinden geçmektedir ki. "Keşke Ay'ı da sana verebilseydim" derken "keşke sende onu hissedilebilecek kalp gözün açık olsaydı" demek ister. Burada dediğim gibi bize iki mesaj verilir. Biri ustanın yaşamla o kadar dolu olduğu, coşkun deneyimler yaşadığı ve malın mülkün bu yüzden hiç bir öneminin kalmadığı, Ay'ın güzelliği karşısında nasılda coşkuyla dolduğu, diğeri ise hırsızın da kendi duyduğu deneyimi yaşamasını istemesi mesajıdır. Yani İsmail Maşuki'nin dediği;

"Terkedüp nam ü nişanı giy melamet hırkasın
Bu melamet hırkasında nice sultan gizlüdür... 
(burda nam ü nişan derken dünya malını kasdediyor, yani mal-mülk-karıyer ıvır zıvır😅)

Hikayeler, mitolojiler,şiirler o kadar az kelime ile o kadar çok şey anlatılar ki!


Hiç yorum yok: