21 Ocak 2020 Salı

Yetişkin çocuklar

  Trafikte herkesin çocuk olduğu bir durumu hayal edelim. Önde ki aracın bozulduğunu düşünün ve araç bir türlü çalışmıyor, arkada arabalar yığılıyor. Korna çalanlar mı dersiniz, küfredenler mi içinden veya dışından. Hatta biri içinden senin yüzünden geç kalacağım (belki iş çıkışı ve bir an önce eve gitme derdinde, ne olacaksa eve erken gidince) beni engelliyorsun seni dövmek istiyorum diye geçiriyor, arabası bozulan iyice gerilmiş patlamaya hazır bomba, eli ayağı birbirine karışmış dokunsalar ağlayacak... Kitap bu betimleme ile baslar. Ama kimse çıkıp kardeş yardımcı olalım sorunu çözelim demez. Zira bu işte yetişkin tavrıdır, diğer hepsi çocuk tavrı. Sanki tümü 0-6 (benim tabirimle) arası çocuklardır.

 Yetişkin çocuk duygusal olarak koyunlaşmamış ama fiziksel olarak büyük olan insanlar icin kullanılan bir tabir. Tabi toptancı bir değerlendirme doğru olmaz. Yetişkin çocukluk bazı alanlarda kendini gösterir. Kişi her alanda çocuk gibi olamaz herhalde.

 Kitabı okuduğumda bu konuda bilinçlendiğim için toplumumuzun nasılda çoğu alanda yetişkinlerin çocuk gibi davrandığını görmeye başlamış oldum. Bilgi olmadan farkındalık olmuyor, bilgeliğe giden yol bilginin içselleştirilip, özümsenip uygulamasıdır zaten.

 Peki, nedir bu yetişkin çocuk tavırlar genel olarak:

- Sabırsızdır, hemen olsun ister beklemeyi bilmez, sıranı kapar.

 Çocukken annemle birlikte çok hastanelere gidip sırada beklemişliğim olurdu. Biri araya kaynar diğeri fark eder, savunmaya geçen cevaben “ben zaten buradaydım”, “hayır değildin”,vs. Hatta bir keresinde baya küçüktüm. Memleketten dönecektik otobüsle. Kadın annemin yerine geçmiş cam kenarına. Ne dediysek tınmadı, cam kenarı dışında gidemezmiş hanımefendi. Muavin uyardı, tık yok.

- Süreç değil sonuç odaklıdır
- Başkasının sınırlarına özen göstermez
- Ben sıkıntı çekmeyeyim isterse dünya batsın der...

 İşte liste böyle gider. Zaten kitapta güzelce anlatıyor. Bu kadar lafa ne gerek varsa…