Ey yolcu,
durma zamanı değil,
yol uzun.
...
bekle biraz hadi yorulduysan,
devam etmek üzere.
....
yolun bizimle kesişir ise gel beraber yürüyelim..
Dedikten sonra biraz kendimizden bahsedelim.
Nereden başlayacağım diye düşünüyorum. Zira ben nerede doğdum, nereyi bitirdim, mesleğim nedir, yaşım kaç bunlar klasik yaklaşımlar ve bana bir şey ifade etmiyor. Ben ne düşünüyorum, ne için çaba harcıyorum, nereden geldim nereye gidiyorum, bu sorular bence beni daha iyi tanımlar...
Üniversite de ilk yıl, Krishnamurti'nin İç Özgürlük kitabını okuduktan sonra Zen-Budizm üzerine ve psikoloji üzerine yoğunlaşmaya (kitap okumaya) başladım. Bir arayış içindeydim. Öğrenmek, ilerlemek, yaşamı ve kendimi anlamak ihtiyacı duyuyordum. Böylece baya bir kitap okudum. Öğrenmek, gelişmek için neredeyse her yolu denedim. Psikoloji bilen, hayat üzerine düşünen, okuyan insanlardan öğrenmeye çalıştım.
...
Son 3-4 yıldır kendi kültürümde olan tasavvufa yöneldim. Özellikle Trt-1 de yayınlanan “Aşkın yolculuğu Yunus Emre" dizisi beni derinden etkiledi.
Binlerce kilometrelik yol tek bir adımla başlar demiş bilge Lao Tzu. Kişi yola girerse elbette hedef yönünde ilerleyecektir diye düşünüyorum.
İş yerinde arkadaşımın “sen bir blog açıp sosyal medyada seni anlayacak kişilere ulaşabilirsin ısrarları sonucunda ( bir gün bu aklıma yattıktan sonra) bu bloğu açıp yazmaya başladım. Yazdıkça sanki kafamdaki parçalar yerini bulmaya başladı. Eğer birilerinin kendini bulmasına, ilerlemesine bir vesile olabilirsem ne mutlu bana…
Son zamanlarda dilimden düşürmediğim şu mısralarla kendimi tanıtmaya son vereyim…
…
Hacı Bektaş-ı Veliyim arayıp bulmuşam,
Erenler deminden bir pay almışam,
Bir hakikat deryasına dalmışım,
Her gönülden bir yol gider ol burca
Sağlıcakla kalın
Aytekin Rumibeyoğlu
durma zamanı değil,
yol uzun.
...
bekle biraz hadi yorulduysan,
devam etmek üzere.
....
yolun bizimle kesişir ise gel beraber yürüyelim..
Dedikten sonra biraz kendimizden bahsedelim.
Nereden başlayacağım diye düşünüyorum. Zira ben nerede doğdum, nereyi bitirdim, mesleğim nedir, yaşım kaç bunlar klasik yaklaşımlar ve bana bir şey ifade etmiyor. Ben ne düşünüyorum, ne için çaba harcıyorum, nereden geldim nereye gidiyorum, bu sorular bence beni daha iyi tanımlar...
Üniversite de ilk yıl, Krishnamurti'nin İç Özgürlük kitabını okuduktan sonra Zen-Budizm üzerine ve psikoloji üzerine yoğunlaşmaya (kitap okumaya) başladım. Bir arayış içindeydim. Öğrenmek, ilerlemek, yaşamı ve kendimi anlamak ihtiyacı duyuyordum. Böylece baya bir kitap okudum. Öğrenmek, gelişmek için neredeyse her yolu denedim. Psikoloji bilen, hayat üzerine düşünen, okuyan insanlardan öğrenmeye çalıştım.
...
Son 3-4 yıldır kendi kültürümde olan tasavvufa yöneldim. Özellikle Trt-1 de yayınlanan “Aşkın yolculuğu Yunus Emre" dizisi beni derinden etkiledi.
Binlerce kilometrelik yol tek bir adımla başlar demiş bilge Lao Tzu. Kişi yola girerse elbette hedef yönünde ilerleyecektir diye düşünüyorum.
İş yerinde arkadaşımın “sen bir blog açıp sosyal medyada seni anlayacak kişilere ulaşabilirsin ısrarları sonucunda ( bir gün bu aklıma yattıktan sonra) bu bloğu açıp yazmaya başladım. Yazdıkça sanki kafamdaki parçalar yerini bulmaya başladı. Eğer birilerinin kendini bulmasına, ilerlemesine bir vesile olabilirsem ne mutlu bana…
Son zamanlarda dilimden düşürmediğim şu mısralarla kendimi tanıtmaya son vereyim…
…
Hacı Bektaş-ı Veliyim arayıp bulmuşam,
Erenler deminden bir pay almışam,
Bir hakikat deryasına dalmışım,
Her gönülden bir yol gider ol burca
Sağlıcakla kalın
Aytekin Rumibeyoğlu