27 Mart 2020 Cuma

Yaşamak Güzel Şey (2017)

Ben böyle bir film görmedim😋. Müfit Can Saçıntı'yı Mandıra Filozofu ve Mandıra Filozofu İstanbul filmlerinden sonra yine harika bir filmde görüyoruz. Film çok şeye dokunuyor tabi özellikle kapitalizme.Film de bir reklamcının sıradan hayatının kurtuluşu olmayan bir hastalığa yakalanmasını öğrenmesiyle eğlenceli ve öğretici bir şekilde değişmesini görüyorsunuz. Filmde Müfit Bey'in Müdire Hanıma "hızlı üretim araçları bulunduğu, bir yıllık işi 30 güne kısaltıldığı halde bizim maaşımız 30 gün üzerinden ödeniyor" söyleminin bir başkasını ben blogda yazmıştım. (Meraklısı için tıkla😉). Yani o kadar hızlı işler yapıldığı halde bizim çalışma saatlerimiz yine aynı demiştim.

"bu düzen değişmediği sürece düzülende değişmez" (düzülen kısmını kaldırmışlar, benim yorumum bu şekilde oldu😊)
"ben insanlığı ikiye ayırıyorum.Çalışanlar ve çalıştıranlar" (ben de bazen arkadaşlarıma köle diye takıldığım oluyordu, mesela bir gurubun ismini köleliğin kardeşliği olarak adlandırmıştım)

Tırnak içindekiler filmden konuşmalar...

---

Filmde benim katılmadığım şu kısım var. Tabi ki hayatımızın kıymetini bilelim, yapmak istediklerimizi ertelemeyelim ama hayat yapmak istediklerimizi ertelemediğimiz de  yeter mi olacak? Bu bir adım daha ileri gidilerek sorulması gereken bir şey değil mi? İstediklerini yapanlar gerçekten yaşamdan tatmin  oluyorlar mı? Burda yine bir sınırlama oluyor. İstediklerimizi ertelememek (Bu da başka bir koşullanma olmasın sakın!).

Peki istediklerimizi yapacak gücümüz yoksa?

 Birine sevdiğimizi söyleyebiliyorsak, ertelediğimiz şeyleri yapıyorsak ( yapamayanlar için bu da iyi bir şey tabi) tamam mı olacak hayat? Bence hayat bundan çok daha ötesi. Kişi derin bir aşkınlıkla ömrünü sürdürebilir diyorum ben. Kişinin tüm çabası bu olmalı diyorum. Yani içinde bir an bile eksik olmadan hep insanı kamil olma hayali kurmalı ve bunun için yatıp kalkıp bunu nasıl başarırım demeli.(İnsanı kamil olmak ne alaka derseniz şu yazımı öneririm) Nasıl ki bir hedefi gerçekleştirmek için yatıp kalkıp aynı hedefi düşünmek gerekiyorsa, hedeflerin en hedefi(😆) olan insanı kamil hedefini neden koymayalım. Bu kelime yerine nirvana desem kolay algılanır ama kendi kültürümüzde olan "insanı kamil" bir çokları tarafından nirvana gibi algılanmıyor! Neden acaba?

Hiç yorum yok: