Korona virüs ile gündeme gelen yurdum insanının "bana bir şey olmaz" söylemini irdeleyelim. Zira çok sinir bozucu durumlara yol açıyor bu. Şöyle ki Çin'de virüs ile ilgili olaylar duyulduğunda sinema filmi gibi izliyorduk ve bir çok ülke yöneticileri muhtemelen "bize gelmez" diyordu. Bir çok ülke harekete geçmekte gecikti bu konu da. İtalya'sı, İspanya'sı, İngiltere'si. Şimdi de yayılma hızını kontrol altına almak için uğraşıyorlar. Eğer en baştan kötü senaryo için hazırlık yapıp olaylar büyümeden şu an uyguladıkları sınırlamaları uygulasalardı şu anki kötü gidaşat olmayacaktı. İtalya'da sağlık sistemi kapasitesi aşıldığı için insanlar evlerinde kalıp tıbbi destek alamadan ölüyorlar. Önceden önlemleri alsalardı ölüm vakaları çok az olacaktı. Biz bu olanlardan dersimizi çıkarmaya çalışalım.
Film izlediğimizde ister korku olsun, ister gerilim, şiddet içerikli, bu bize kendimizin güvende olduğu hissi verip belki bir nevi tatmin sağlamış oluyor. Televizyonlar da haberlerde de aynı hissiyata sahip oluyoruz. Dünya'da bir sürü sorunlar oluyor ama biz güvendeyiz. Bu bize tv'de izlediklerimizin (hele de uzak bir coğrafya da ise) sanal bir durum olarak algılanmasına neden oluyor. İşte akıllı kişi olmadan (eldeki verilerle) olacağı öngörebilen kişidir. Çin'de bu olaylar olurken bir şekilde bu bizim ülkemize de gelecek diye düşünmek eyleme geçmeyi gerektirir fakat bu eylemlerinde acı sonuçları olacaktır.Tıpkı bir hastalıktan ötürü ameliyat olmamız gerektiği ve erken ameliyat olarak sorun büyümeden durdurulacağı ama ameliyat acısını da çekeceğimiz gibi. Öyle de böyle de bu ameliyat olacak, ne kadar geç o kadar büyük ve iyileşmesi geç olan bir ameliyat.
"Bize bir şey olmaz" düşüncesi için bir sendrom diye bahsedildiğini duydum. Bence bu söylem sorundan kaçınan, sorunla yüzleşip gerekli hareketleri gösterme sorumluluğu alamayan kişilerin tutumu. Yani bu bir anlamda bir çocuk tavrı. Sadece çocuk tavrı dersek belki tam açıklamış olmayız. Zira burnuma ego kokuları geliyor. Yani "bize bir şey olmaz" diyen kişi aynı zamanda kendini diğerlerinden üstün, ayrı, zemzem suyuyla yıkanmış olarak görmektedir.Bir etken de, kişinin uyuşukluğu olabilir.Şimdi kim uğraşacak sık sık el yıkamayı, dezenfektan almayı, sık sık elini, sağını solunu dezenfekte etmeyi, maske takmayı vs. Mesele yumurtanın yoldayken önlemleri alıp sonradan feryat figan önlem almaya çalışmamak olmalı. İngiletere başbakanı Boris Efendi (Johnson) "önlem almaya gerek yok biz kitlesel bağışıklık kazanacağız" deyip önlem almazken, bir de hastanelere gidip virüslü kişilerin elini sıkıp hastalığı kaparak karantina altına alındı. Güler misin ağlar mısın?
Film izlediğimizde ister korku olsun, ister gerilim, şiddet içerikli, bu bize kendimizin güvende olduğu hissi verip belki bir nevi tatmin sağlamış oluyor. Televizyonlar da haberlerde de aynı hissiyata sahip oluyoruz. Dünya'da bir sürü sorunlar oluyor ama biz güvendeyiz. Bu bize tv'de izlediklerimizin (hele de uzak bir coğrafya da ise) sanal bir durum olarak algılanmasına neden oluyor. İşte akıllı kişi olmadan (eldeki verilerle) olacağı öngörebilen kişidir. Çin'de bu olaylar olurken bir şekilde bu bizim ülkemize de gelecek diye düşünmek eyleme geçmeyi gerektirir fakat bu eylemlerinde acı sonuçları olacaktır.Tıpkı bir hastalıktan ötürü ameliyat olmamız gerektiği ve erken ameliyat olarak sorun büyümeden durdurulacağı ama ameliyat acısını da çekeceğimiz gibi. Öyle de böyle de bu ameliyat olacak, ne kadar geç o kadar büyük ve iyileşmesi geç olan bir ameliyat.
"Bize bir şey olmaz" düşüncesi için bir sendrom diye bahsedildiğini duydum. Bence bu söylem sorundan kaçınan, sorunla yüzleşip gerekli hareketleri gösterme sorumluluğu alamayan kişilerin tutumu. Yani bu bir anlamda bir çocuk tavrı. Sadece çocuk tavrı dersek belki tam açıklamış olmayız. Zira burnuma ego kokuları geliyor. Yani "bize bir şey olmaz" diyen kişi aynı zamanda kendini diğerlerinden üstün, ayrı, zemzem suyuyla yıkanmış olarak görmektedir.Bir etken de, kişinin uyuşukluğu olabilir.Şimdi kim uğraşacak sık sık el yıkamayı, dezenfektan almayı, sık sık elini, sağını solunu dezenfekte etmeyi, maske takmayı vs. Mesele yumurtanın yoldayken önlemleri alıp sonradan feryat figan önlem almaya çalışmamak olmalı. İngiletere başbakanı Boris Efendi (Johnson) "önlem almaya gerek yok biz kitlesel bağışıklık kazanacağız" deyip önlem almazken, bir de hastanelere gidip virüslü kişilerin elini sıkıp hastalığı kaparak karantina altına alındı. Güler misin ağlar mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder