Bizi kötü alışkanlıklara iten şeyin ne olduğunu düşündüğümde önemli bir etkenin sıkılmak olduğunu görüyorum. Sıkılmak bizlerin bundan kaçınmak için eğlenceye, işe, gezmeye, sigara-alkol vs. başvurduğumuz bir uyaran. Eğer sıkılmasa idik gerçekten iyi veya kötü alışkanlıklara sahip olur muyduk? Sıkılmak iki tarafı keskin bir bıçak gibi aslında bizi iyi şeylere de yöneltmekte. Sevmediğimiz bir işte çalıştığımız zaman. sıkıldığımız için sevdiğimiz işe yöneliyoruz. Oturmaktan sıkıldığımız da harekete yöneliyoruz.Diğer bir yandan sıkıldığımızda bir sigara tüttüyoruz, alkole başvuruyoruz, film izliyoruz. Yaptığımız davranışın türüne göre iyi veya kötü alışkanlık sahibi oluyoruz. İyi alışkanlıklar güzel de kötüleri ne yapacağız. Eğer sıkıldığımız da yaptığımız bazı eylemlerin bize kötü bir alışkanlık olarak döneceğini bilsek herhalde iyi alışkanlıklara yönelirdik, spor gibi, kitap okumak gibi. Şimdi bunun farkına vardık; filmi geri sararak yavaş yavaş kötü alışkanlıklardan sıyrılıp iyilerini bırakabilir miyiz?
Alışkanlıklar beyinde iz bırakıyor. Tekrarlandıkça bu izler de derinleşiyor.Peki ne yapmalı?
Evdeyiz ve sıkıldık. Sıkıldığımız da sigara içiyorsak genelde, dur bu iyi bir alışkanlık değil deyip yerine bir kitap okuyayım demenin ne kadar zor olduğunu sigara içenler bilir. Ya da hafta içi çok çalışıp hadi hafta sonu bir kafa dağıtayım diyerek sigara-alkol almayayım demenin ne kadar zor olduğu aşikardır.Alıştığımız şeyi yapmazsak sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissederiz!
Çocukken sıkıldıkça bir araya gelip oyunlar oynadığımız bir gerçek. Ne oluyorsa büyüdükçe büyüklerimizden görüp onları taklit ederek sigara-alkole başlayıp sonra bunun müptelası oluyoruz. Sıkıldıkça bir sigara yakmak çok kolay. İnsanın kafasını hemen dağıtıyor. Çıkıp bir yarım saat yürüsek o da vücudun endorfin salgılamasını ve doğal olarak sakinleşmesini sağlıyor ama o kadar vakit harcamayı göz önüne almak istemiyor kişi her zaman. Burada sigara-alkol gibi uyuşturucuların ne kadar kolay ulaşılması ve etkisini hemen göstermesi söz konusu. Olay dönüp dolaşıp zamana da dayanıyor.
Bu yazım da yaşamında derin sorunlardan dolayı sigara-alkol vs. kullanan kişileri göz önüne almıyorum. Alkol ve sigarayı bağımlılık derecesinde değil ama düzenli olarak tüketen kesimi göz önüne alıyorum.
Peki bir şekilde bizi kötü alışkanlıklara iten sıkıntıyı anlamak isterim. Eğer şu aşamadan sonra sıkıntıyı durdurabilsek idik kötü alışkanlığım olur mu idi? Tabi tek etken sıkıntı olmasa gerek, zevk almalıyım düşüncesi de bizi iten önemli bir etmen ayrıca kaygı, üzüntü ve endişe de.
Sıkıntı nerden geliyor nereye gidiyor? Sanki içimiz de bir boşluk gibi gözüküyor. Onu hissettikçe en kolay yoldan onu gidermeye çalışıyoruz.Eğer imkanımız varsa gidip spor yapar, yürüyüş yapar kötü alışkanlıklar geliştirmeyiz.Bu her zaman mümkün değil.O zaman sıkıntıyı oluşturan etkenlere bir bakalım,irdeliyelim.
Evde oturuyoruz hiç bir sıkıntımız yok, endişe ve kaygımız da yok ama şimdi zevk veren bir şey yapsak diye düşünmüyor muyuz? Şöyle bir alkol alsam, çakırkeyf olsam ya da eğlenceli bir şey yapsam. Demek ki bizi kötü alışkanlıklara iten etmenlerden biri sıkıntı diğeri zevk almalıyım dşüncesi. Ayrıca üzüntü ve kaygıda bizi kötü alışkanlıklara itiyor çünkü onları da hissettiğimiz de acı dıyduğumuz için "bundan kaçınmalıyım , zevk almalıyım, acı kötü bir şey" gibi koşullanmaya sahibiz. O halde üzerinde duracağımız iki etken sıkılmak ve zevk almalıyım düşüncesi. Şİmdilik yazı burada kalsın ve bu konuyu düşünmeye devam edelim...
Alışkanlıklar beyinde iz bırakıyor. Tekrarlandıkça bu izler de derinleşiyor.Peki ne yapmalı?
Evdeyiz ve sıkıldık. Sıkıldığımız da sigara içiyorsak genelde, dur bu iyi bir alışkanlık değil deyip yerine bir kitap okuyayım demenin ne kadar zor olduğunu sigara içenler bilir. Ya da hafta içi çok çalışıp hadi hafta sonu bir kafa dağıtayım diyerek sigara-alkol almayayım demenin ne kadar zor olduğu aşikardır.Alıştığımız şeyi yapmazsak sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissederiz!
Çocukken sıkıldıkça bir araya gelip oyunlar oynadığımız bir gerçek. Ne oluyorsa büyüdükçe büyüklerimizden görüp onları taklit ederek sigara-alkole başlayıp sonra bunun müptelası oluyoruz. Sıkıldıkça bir sigara yakmak çok kolay. İnsanın kafasını hemen dağıtıyor. Çıkıp bir yarım saat yürüsek o da vücudun endorfin salgılamasını ve doğal olarak sakinleşmesini sağlıyor ama o kadar vakit harcamayı göz önüne almak istemiyor kişi her zaman. Burada sigara-alkol gibi uyuşturucuların ne kadar kolay ulaşılması ve etkisini hemen göstermesi söz konusu. Olay dönüp dolaşıp zamana da dayanıyor.
Bu yazım da yaşamında derin sorunlardan dolayı sigara-alkol vs. kullanan kişileri göz önüne almıyorum. Alkol ve sigarayı bağımlılık derecesinde değil ama düzenli olarak tüketen kesimi göz önüne alıyorum.
Peki bir şekilde bizi kötü alışkanlıklara iten sıkıntıyı anlamak isterim. Eğer şu aşamadan sonra sıkıntıyı durdurabilsek idik kötü alışkanlığım olur mu idi? Tabi tek etken sıkıntı olmasa gerek, zevk almalıyım düşüncesi de bizi iten önemli bir etmen ayrıca kaygı, üzüntü ve endişe de.
Sıkıntı nerden geliyor nereye gidiyor? Sanki içimiz de bir boşluk gibi gözüküyor. Onu hissettikçe en kolay yoldan onu gidermeye çalışıyoruz.Eğer imkanımız varsa gidip spor yapar, yürüyüş yapar kötü alışkanlıklar geliştirmeyiz.Bu her zaman mümkün değil.O zaman sıkıntıyı oluşturan etkenlere bir bakalım,irdeliyelim.
- Sevmediğim bir işi yapmak
- Sevmediğim bir ortamda bulunmak
- Sevmediğim bir ilişkiye sahip olmak
- ...
Evde oturuyoruz hiç bir sıkıntımız yok, endişe ve kaygımız da yok ama şimdi zevk veren bir şey yapsak diye düşünmüyor muyuz? Şöyle bir alkol alsam, çakırkeyf olsam ya da eğlenceli bir şey yapsam. Demek ki bizi kötü alışkanlıklara iten etmenlerden biri sıkıntı diğeri zevk almalıyım dşüncesi. Ayrıca üzüntü ve kaygıda bizi kötü alışkanlıklara itiyor çünkü onları da hissettiğimiz de acı dıyduğumuz için "bundan kaçınmalıyım , zevk almalıyım, acı kötü bir şey" gibi koşullanmaya sahibiz. O halde üzerinde duracağımız iki etken sıkılmak ve zevk almalıyım düşüncesi. Şİmdilik yazı burada kalsın ve bu konuyu düşünmeye devam edelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder