Yürüyüş için dışarı çıktığımda sitenin otoparkından yürüyüp kaldırıma çıktım. Yerde lastik izi vardı, lastik izinlerinin yanında da cam parçacıkları. Bir kaza olduğu aşikardı. Lastik izlerine baktım, araç yokuş aşağı gelirken kaldırıma çıkmış ağaçlara sürterek devam etmiş, sonra kaldırımdan aşağı inip diğer yolla keşisen noktadan karşıya geçmiş. Ordan da kaldırımı aşarak bir ağaca çarparak durabilmiş, haliyle ağacı da devirmiş.Olay yeri her şeyi anlatıyordu. Yerde belediye otobüslerinde cama yapıştırılan "başkalarına ait kart kullanmak yasaktır" vs. şeklinde etiket duruyordu. Belediye otobüsü olduğunu belliydi. Ağacın kökü dışarı çıkmış, araç bir miktar kabuğunu soymuş ama gövde sağlamdı. Biraz toprak alıp kökün açıkta kalan kısımlarına attım, yaşasın diye. Sonra belediyeyi aramaya çalıştım ama hatta bir sorun vardı sanırım, bir türlü telefon çalmıyordu. Yolumu uzatıp muhtara gitmeye karar verdim. Muhtara durumu anlattım, birisini aradı. Bir ekip geleceğini, ağaç kurtulamıyacak durumda ise ağacı keseceklerini yoksa yerine dikeceklerini belirtti.Ben de ağacı dikmek gerektiğini eğer yaşamaz ise kesmenin daha uygun olduğunu belirttim ayrıca böyle durumlarda pek ilgilenilmediğini eğer kimse gelmezse kendi imkanlarımla ağacı dikmeye çalışacağımı söyledim. Eve geldim, bir kaç saat geçti geçmedi bir balkona çıktım. Baktım bir kamyonetle iki kişi geldi.Adam ağaç kesme testeresini çalıştırıp başladı dalları kesmeye. Gidip bir sorayım eğer keseceklerse kesmesinler dikilirse belki yaşar diye söyleyim dedim içimden ama ben gidene kadar iş çoktan biterdi. Bir iki dakka sonra baktım ağaçtan bir şey kalmamış. Balkondan görebildiğim kadarıyle bir parça ağaç gövdesi görünüyor gibiydi. Belki ağacın dallarını kesip hafifletip gövdeyi dikmişlerdir diye düşündüm. Gidip baktım.Ağaçtan eser kalmamıştı.😢
Ağaç dikilse kurtulur mu idi bilmiyorum. Ben olsam dikerdim zira ağaç daha canlı idi. Belki o durumda bir iki gün yaşardı, belki daha fazla. Benzer bir durum daha tecrübe etmiştim. Bostanlı'da devrik ama kökünün bir kısmı toprakta kalmış bir ağaç için o kadar uğraşmıştım yerine diksinler diye, dikmediler ama ağaç yaşamaya devam etti. Bu olayda ise ağaç canlı iken ölecek diye kestiler! Zaten muhtarın verdiği örnek ağacın kesileceği üzerineydi sanki. Bana esnaflık yaparken bir ağacın devrildiğini sonra onu yerine diktiklerini ama kuruduğunu söylemişti. Zaten" gelir bakarlar yaşayacak gibiyse dikerler" demişti.
Benim burada söylemek istediğim bir iki konu var. Birincisi devrilmiş ağacı, yeri iyice kazıp dikebilirlerdi. Bunla uğraşmak istemediler zira o bir ağaç; bir canı yok, bir hissi yok. Nasıl ki yolda yüyürken salyongozları, karıncaları ezmekten çekinmeyen zihniyet ağacı kesmekten de çekinmiyor. Netice de ölecekte olsa bir kaç gün beklenebilirdi. Bir neden de üşenmeleri olsa gerek. Ne olacak bir ağaç için o kadar yeri kazmaya uğraşmaya değer mi? İki dakka motorlu testere ile kesip işi hemencecik bitirmek varken sonra gidip tembel tembel oturmak güzel olmaz mı? Bu zamanda televizyonlar, teknoloji, makineler insanı acaip tembelleştirip uyuşturuyor. Emek sarfetmeden herkes hızlı ve kolay para kazanmanın derdinde. Para geldiği sürece nereden geliyor, o para hakkediliyor mu bunun bir önemi de yok!
Ağaç dikilse kurtulur mu idi bilmiyorum. Ben olsam dikerdim zira ağaç daha canlı idi. Belki o durumda bir iki gün yaşardı, belki daha fazla. Benzer bir durum daha tecrübe etmiştim. Bostanlı'da devrik ama kökünün bir kısmı toprakta kalmış bir ağaç için o kadar uğraşmıştım yerine diksinler diye, dikmediler ama ağaç yaşamaya devam etti. Bu olayda ise ağaç canlı iken ölecek diye kestiler! Zaten muhtarın verdiği örnek ağacın kesileceği üzerineydi sanki. Bana esnaflık yaparken bir ağacın devrildiğini sonra onu yerine diktiklerini ama kuruduğunu söylemişti. Zaten" gelir bakarlar yaşayacak gibiyse dikerler" demişti.
Benim burada söylemek istediğim bir iki konu var. Birincisi devrilmiş ağacı, yeri iyice kazıp dikebilirlerdi. Bunla uğraşmak istemediler zira o bir ağaç; bir canı yok, bir hissi yok. Nasıl ki yolda yüyürken salyongozları, karıncaları ezmekten çekinmeyen zihniyet ağacı kesmekten de çekinmiyor. Netice de ölecekte olsa bir kaç gün beklenebilirdi. Bir neden de üşenmeleri olsa gerek. Ne olacak bir ağaç için o kadar yeri kazmaya uğraşmaya değer mi? İki dakka motorlu testere ile kesip işi hemencecik bitirmek varken sonra gidip tembel tembel oturmak güzel olmaz mı? Bu zamanda televizyonlar, teknoloji, makineler insanı acaip tembelleştirip uyuşturuyor. Emek sarfetmeden herkes hızlı ve kolay para kazanmanın derdinde. Para geldiği sürece nereden geliyor, o para hakkediliyor mu bunun bir önemi de yok!


1 yorum:
👍👍👍
Yorum Gönder