5 Mart 2020 Perşembe

Vicdan başka bir şey, egoyla savaş

Yurtdışına gitmeden önce egom çok güçlü idi.
  • Neredeyse hic bir eleştiriyi kabul etmez,
  • Sözlü bir saldırıya karşı muhakkak cevap verir,
  • Kolay kolay kimseyi aramaz, arkadaşların beni aramasını bekler,
  • Mecbur kalmadıkça özür dilemez idim. 
Olurda birinin kalbini kırarsam muhakkak kendimi haklı çıkarırdım.
Yurtdışında bulunduğum süre boyunca burada yaşadığım sorunların burayla alakalı olduğunu düşünür, yurtdışı sanki cennet gibi algılardım. Kazın ayağı öyle değilmiş. Orada da benzer sorunları yaşamaya başlayınca kırılmaya başladım.
Matthew diye ev arkadaşımla iyi vakit geçirirdik. Onun açık bir şekilde eleştirileri olurdu. Zaten yurtdışında  bir sorun olduğunda direk söylerlerdi, lafı eveleyip gevelemeden Ülkemizde kaçarlar mümkün mertebe, karşı taraf kırılmasın diye. Ama bu hiçte öğretici değildir.
Egonun kabuğu güçtür kırılmak için. Neyse orda bir kırılma yaşadım ve sorunlarımın hepsini memlekete yüklemekten vazgectim, (memleket baya bir rahatladı 😁) kendime bakmaya başladım. Tabi kendime baktıkça baktım, baktıkça çalıştım, çalıştıkça aradım, aradım, buldum doğruldum. Ego küçüldü, aradan çekildi, vicdan çıktı meydana. Önceden hatamı söylediklerin de direnirdim, direnmeyi bıraktım, dinler oldum. Sonra dinlediklerimden etkilenip üzülür oldum. Sonra başkası uyarmadan yaptığım hataları görüp özür diler oldum. Oldukça oldum. Demem o ki kırılmadan sonra dönüşüm başladı.

Egosu güçlü olan kişiler maalesef vicdanının sesini duyamıyor, ego vicdanı gõlgeliyor hakikati gölgelediği gibi. Çocukken bizim icin gerekli birşey belki, bizi koruyor ama büyüdüğümüz de terk edilmesi gerekiyor...

Hiç yorum yok: