Zen-budizm'de koan denilen bir soru sorulup onun cevabının bulunmasına dayalı bir uygulama vardır. Kişinin verdiği tüm cevaplar usta tarafından reddedilir zira, cevabın akılla değil gönülle verilmesi gerekmektedir. Kişi yerken, içerken ve hatta uyurken bile bu sorunun cevabını bulmaya çalışır. Tüm yaşamı bu cevabı bulmak olduğunda bir anda cevap gelir. Ben böyle anladım:-). Benzer şekilde tasavvufta 'Sen çıkarsan aradan kalır sana yaradan' diye bir söz vardır. Bence akıl, mantık ve ego dediğimiz şey aynı şey olsa gerek. Kişi hakka ulaşmaktan başka küçük-büyük hiç bir amacı, düşüncesi, hedefleri, beklentileri kalmadığında o boşluğa hakikat gelir diye bir düşünce aldı beni benden. Hatta bu konuda Lao Tzu'nun benzer bir sözü de vardı. Onu bir bulayım da buraya ekleyivereyim bari.
Biraz psikoloji, biraz sosyoloji, biraz hayat, biraz tasavvuf, tuzu-biberi...
Hayattan, kitaplardan, psikolojiden bahsetmek, hakikati aramak
18 Haziran 2023 Pazar
Koşullanmalardan bir Adet
İzinli olduğum bir gün işim dolasıyle dışarda gezinirken ağaçlar, kuşlar, çiçeklerin varlığından keyf alıyor, o an için orda olmanın, çoğunluğun iş yerlerinde olduğunu düşünerek, dayanılmaz hafifliğini yaşıyordum. Sonra hafta sonu gelip burda gezeyim desem bundan zevk almam diye düşündüm. Zira haftasonu olduğunda daha keyif veren şeyler yapmalıyım diye düşündüm. Hiç gezmediğim yerleri gezmek gibi.
Eğer şu an olduğun yerde mutlu değilsen başka nerde olabilirsin ki! Orda da aynı hava, aynı ağaçlar, aynı hava, kuşlar, ağaçlar ve böcekler. Yani nereye gidersek gidelim aslında aynı nitelikteki varlıkların değişik dizilimleri ile karşılaşıyoruz. Dolayısı ile yer değiştirmek aslında heyecan duymak için bir yanılgı gibi geliyor. Çocukluğum da aynı mahallede oynamaktan, aynı pis (!) nehir sularında yüzmekten sıkılmıyorduk! Demek istediğim zihnimiz yaşamımızı öyle bir sınırlıyor ki, o kadar çok gereksiz formüller ile meşgul ki. İşin garip tarafı zihnin en temel doğası varlığımızı sürdürmek ve üremek. Fakat bunlarla direk ilgili olmayan şeylerde bile zihin öyle aktif ki. Yani bir maçı kazanmaya zihin sanki ölüm kalım meselesi gibiymiş gibi yaklaşması zihnin hiç durmaksızın çalışmasını gerekli kılıyor. Eğer hakikat güneş ise düşünceler bulutlar bizlerde yer yüzü isek bulutların yok olmadan hakikatın bize ulaşması zor. O halde zihnin sakinleşmesi için onun gerekli olduğu durumlarda çalıştırılması gerekir. Maç kazanmak, sürekli para kazanmak, kar etmek vs gibi aslında hayati olmayan şeyleri olumsuzladığımızda ya da çok önemsemediğimizde zihin de sakinleşecek ve hakikatin ortaya çıkmasına yol açacaktır diye düşünüyorum.
23 Kasım 2021 Salı
Daha büyük haz daha küçük hazzı döver!
Alışkanlıklar üzerine hayli zaman önce uzunca bir yazı yazmıştım. Bu yazacağım yazı onun devamı niteliğinde ama bunu yeni düşündüm. Fakat geçmiş yazıyı destekler nitelikte ulaştığım sonuç.
Ben ne düşündüm?
Sigara, alkol, gece hayatı vs. bilumum hazların temelinde bir haz alma potansiyelimiz var. Bu haz alma potansiyeli olmasa idi bu kötü saydığımız alışkanlıklara sahip olmaz idik. Bu alışkanlıklarla savaşmamız nafile. Zira dediğim gibi haz alma potansiyelimiz var. Biz haz ile haz almak için yaratılmışız. Onun için kötü alışkanlıklarla savaşmak bana pek mantıklı gelmiyor. Bunun ötesinde daha büyük haz daha küçüğü kovalar. İnsan tasavvufta bilindiği üzre Allah tarafından kendisinin bilinmek istemesi vesilesi ile yaratıldığı söylenir. İnsan Hakka ulaşıp aşk şarabından içse bunun dışında ki hazlarla ilgilenir mi? Bizim alışkanlıklarımızın doğası gereği sağlımıza zarar veren, çabuk tükenen, sığ hazlar. İnsan aşk şarabı öyle mi? (Tabi bunu yaşayan bilir, okuduklarımızdan yol çıkarak diyorum). O halde insanın büyük bir haz alma potansiyeli varken ufak tefek hazlarla ömür geçirmesi ne üzücü! Çoğumuzun hayatı böyle. Ben bunu şuna benzetiyorum. Arabanın 5.viteste gidebilecek iken bir ve ikinci viteste giderek ömrünü kısa sürede tüketmesi. Araba en üst viteste en verimli halde kullanılabilir.
Haz ile ifade etmek istediğim sadece kötü alışkanlıklar da değil? bize (Sağlımıza zarar vermeyenler dışındakiler sanki sağlıklı imiş gibi) Para kazanmak, mal-mülk sahibi olmak, bilgi edinmek vs. bize haz veren çok şey var.ve bunlarda bizi bir şekilde bağımlı kılıyorlar. Ömrümüzü bu küçük hazlarla geçiriyoruz. Bence mesele bu. Halbuki potansiyelimize uygun olarak neden aşk şarabından içemeyelim değil mi?
27 Eylül 2021 Pazartesi
Gereksiz Kelimeler
Keşke gibi gereksiz bir kelime var mıdır?
Bir kedi keşke diye düşünmez. Doğada geçmişten pişmanlık duyan tek canlı insan olsa gerek. Keşke şunu yapsaydım ya da keşke şunu yapmasaydım! Ne anlamı var. Olan olmuş, artık önümüze bakmaktan başka bir yol var mı?
Keşke hayatımızdan silinmesi gereken bir sözcük. Öyle ki onu kullanmayarak dağarcığımızdan silip atmalı. Her keşke demek üzere iken ya da keşke diye düşünmek üzere iken vazgeçmemiz gerek. Dilimiz, düşüncemizi değiştirmemiz gerek.
31 Ağustos 2021 Salı
Ne Kadar Kendin Olursan...
Bir söz daha benden:
Ne kadar kendin olursan o kadar kendinden kaçarsın!
Bu sözle anlatmak istediğim: Kendin olmak olmak her ne kadar iyi bir şeymiş gibi algılansa da bu içerikte söylemek istediğim, ne kadar kendin ile meşgul isen o kadar çok kendinden geçmek (kaçmak) için zevk, haz verici etmenlere bağlı kalırsın. Kişinin tüm yaşamı aslında hep kendinden kaçış...Şimdilik bu kadar. Sonra bunu diğerlerine bağlarız zira haz ve zevk olmaksızın yaşam mı olur?
6 Ağustos 2021 Cuma
Zihnin Maymunluğu
5 Mayıs 2021 Çarşamba
Ölürsekte bu yolda
18 Mart 2021 Perşembe
Bağ Kurmak Üzerine Bir Deneme
- minik, bebek çaresizliği
- doğallık, saflık
- güzel gözükmek
- ...
11 Mart 2021 Perşembe
Hep gözümüz dışarda
9 Mart 2021 Salı
Fabrika Ayarlarına Geri Dönmek
- Bilgiye düşkünlük
- Kendini yüksekte görmek
- Kazanmak-kaybetmek
- En önde olmak
- Yeme içmek alışkanlıkları...