18 Mart 2021 Perşembe

Bağ Kurmak Üzerine Bir Deneme

"Sitede ki çalıları kesip yerine ağaç dikeceğiz" dediler ve kestiler ama orta da bir tane yaban hurma ağacı duruyor zira o karşıdaki alandan sökülüp taşınmıştı. Onu kesmeye değer görmediler. Ben de ağaçların, bitkilerin vs. kesilmesine karşı iken ve site de bir iki ağaç kesilmesi sonrası halen üzüntüsünü yaşarken çalılara o kadar üzülmedim. O akşam aklıma o minik hurma ağacı geldi eğer onu kesseler idi çok üzüleceğimi hissettim ve bunun nedenini sorguladım. Netice olarak bu sorgulama beni bağ kurmanın temeline götürdü.

Bağ kurduğumuz nesnelere baktığımızda bize bir yönünün dokunduğunu fark ettim. Ağacın görüntüsü, kedinin miyavlaması, doğallığı ve çaresizliği, minik yavruların çaresizliği... Fakat o çalılar ile bir bağım oluşmamış zira onlar bana hiç dokunmamış. yine de onların kesilmesine üzgünüm. Demem o ki, bize bir şey dokunmadığında onla bağımız güçlü olmuyor. fakat bağlamayı etkileyen etkenlere baktığımızda:

  • minik, bebek çaresizliği
  • doğallık, saflık
  • güzel gözükmek
  • ...
Tüm bunlar bana çok dar geldi. Eğer bir karınca ile bağ kurabilse idim onu ezmemek için sadece saygıdan değil çok daha büyük bir hürmetle dikkat ederdim. Düşündüm, bir kişi insanı-kamil olsaydı sanki tüm evrenle bağ kurar ve çok dikkatli davranırdı. saygıdan dolayı dikkat çok keskin olmuyor ama bağ kurduğunda(sevdiğinde) iş değişiyor. Tasavvuf erbabı eşyalara bile itina ile yaklaşması ve yaşanan bu olayı beni bunları düşündürmeye sevk etti...

Hiç yorum yok: