7 Mart 2020 Cumartesi

Korona Ayağınıza Geldi, Ölüm Üzerine Bir Deneme

Korona virüsü hızla ülkemize doğru ilerlerken bende bir yazı yazayım istedim. Doğada ölüm hakkında düşünüp duran tek canlı insan olsa gerek. Tüm canlılar yaşam için çabalayıp, meydan okunan bir durumda ölümden kaçınırken, ölümü 7/24 düşünebilen ve buna göre hareket eden kişi sadece insan.  Ölüm düşüncesinin kişiyi bu kadar güdülerken kaliteli bir yaşam için kişinin bu kadar güdülenmemesi dehşet vericidir aslında. Korona virüsü hızla bize doğru yol alırken şimdiden maske stoklarının bitmesi, herkeste geleceğe doğru bende hastalık kapar mıyım endişesi almış başını gidiyor. Neden dehşet derecesinde ölmek bizi korkutuyor merak ediyorum doğrusu. Bence, ölüm deyince aklımıza ilk gelen boşluk, sanki uzay filmlerinde gördüğümüz boşluk, hiç bir şey yok, biz ve boşluk;

- Ne bizimle temas kuracak bir canlı
- Ne mal mülk
- Ne araba, ne tatil
- Ne çoluk çocuk, eş
- Biz ve boşluk

Dehşet verici değil mi? Bu durumda korkunç bir sıkıntı, yalnızlık çekeceğimizi hissediyor olmalıyız. Bir çoğumuz "ben ölümden değil sevdiklerimi kaybetmekten" korkuyorum diyebilir. Zira öyle bir şey ki bu korku, kabul bile etmek istemez insan.

Zen-Budizm'de, tasavvufta hiçlik vurgusu yapılır. Ne ses, ne görüntü, ne renk vs. diye aydınlanma durumunda hissedilenlerden bahsedilir. Tasavvufta hiçlik makamı vardır. "Sen çekilince aradan kalır seni yaradan" diye söylenir. Yani biz ölümden korkarak aslında kişilik, ego ve bağlı olduğu her şeyden  ayrılmaktan mı  korkuyoruz ? Hâlbuki tüm bunları terk edip hiçliğe ulaşırsak hakka ulaşacağımız belirtiliyor.
Hakka ulaşmakta nedir?
Ulaşamadım ki bileyim😀, düşünüyoruz işte....


Hiç yorum yok: