13 yaşında bir kızın 2. dünya savaşında Nazi zulmünden kaçıp Hollanda'da bir evin çatı katında yaşadıklarının anlatıldığı bir kitap. Anne Frank'ın hatıra defterinde yazılanların derlenip kitap haline getirilmesidir. Bir gün Nazi subayları kapıyı çalar ve onların saklandıkları yerde bulurlar. Sonrasında bir aile geride kalanlar bakarken ortada bulduğu kitap saklanır ve yıllar sonra toplama kamplarından sağ kurtulan babaya teslim edilir…
Kitapta Anne Frank'ın şu sözü beni çok etkilemişti. Der ki, bir insanla kavga etmeden (çatışma yaşamadan ) ne mal olduğunu anlayamazsın. Bu yaşta birinin bu öngörüsü beni çok şaşırtmıştı.
Şunu da söyler Anne. İnsanlar daha kötü durumda olanların haline bakarak şükret derler o zaman el alttakiler sıfırı tüketmişlerdir zira kendilerinden daha aşağıdan biriyle kıyaslayıp mutlu olamayacaklar… Bu yaşta bu olgunluk! Bitmedi, beni ailem olduğum gibi kabul edeceğini söylüyor hep hâlbuki beni başarılı olduğum için falan sevsinler diyor.
Babası ona onlarda çatı katını paylaşan diğer bir ailenin Anne’nin yaşında olan oğlana gönlünü kaptırmamasını zira dışarda farklı insanlar olabileceğini söylemesi beni çok etkilemişti. O zamanda bu tür diyalogları olan bir ailenin olması bana bu nasıl olabilir diye düşündürmüştür. Kitabın sonunda Anne’nin toplama katında kardeşi ile öldüğünü okumak beni çok sarsmıştı. Bir çok kişi kendinden bir şeyler bulacak bu kitapta….
Kitapta Anne Frank'ın şu sözü beni çok etkilemişti. Der ki, bir insanla kavga etmeden (çatışma yaşamadan ) ne mal olduğunu anlayamazsın. Bu yaşta birinin bu öngörüsü beni çok şaşırtmıştı.
Şunu da söyler Anne. İnsanlar daha kötü durumda olanların haline bakarak şükret derler o zaman el alttakiler sıfırı tüketmişlerdir zira kendilerinden daha aşağıdan biriyle kıyaslayıp mutlu olamayacaklar… Bu yaşta bu olgunluk! Bitmedi, beni ailem olduğum gibi kabul edeceğini söylüyor hep hâlbuki beni başarılı olduğum için falan sevsinler diyor.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder